19 Kasım 2009 Perşembe

Bilmiyorum

Hiç hayatınızda ihanete uğradınız mı yada ihanete uğradığınızı düşünüp kafayı sıyırdınız mı? Muhtemelen her insanın ruh halinin elverdiği ölçüde yaşamış, yaşamasa bile bi şekilde hissetmiştir bu duyguyu.

Diyeceğim şey ihanete uğradım değil tabiki. Ama bu his öyle bir his ki ihanete uğrasam bu kadar dert etmezdim galiba.

Durumu şöyle izah etmek gerekirse çevremdeki insanlara olan güzen duygumu tam toparlıyorum, birden işe yaramazın biri bi dangalaklık yapıyo ve ben yine darmaduman oluyorum. diyeceksin ki madem işe yaramaz ve dangalakça bi davranış niye dert ediyosun. Neden mi? Çünkü bi zamanlar değer vemişim ve maalesef bu saçma sapan durumları tek başına yaratmıyo. Yine kapalı cümleler yine karışık duygular. İnsanın blogunu birilerin okuma ihtimalini bilmesi, çevresinde hayatındaki bu saçmasapan insanları tanımayan birilerinin olmaması ne acı....

bugün psişik bu durumu psikologum- o kendine danışman diyor- ile çözmeye çalıştık ve regresif bişey dedikleri yöntemi uyguladık. ve maalesef ben yani kasıntı ben yine hipnoz olmayı bırak gevşeyemedim bile. benden bi yol olmaz artık iyi biliyorum...

29 Ekim 2009 Perşembe

Arayı kapatalım...

bi baktım ki taa Hazirandan bu yana hiçbişey yazmamışım. nedenini bilemiyorum ama bişeyler olmuş ve unutmuşum belliki. İhtiyaç duymamışım yada başka bi yolla kendimi uyuşturmuşum.

Arayı kapatalım hemen. Bir önceki yazıdan sonra neler oldu? Asla olmaz dediğim bişey oldu ve ben kez daha tükürdüğümü yalamış oldum. Bir daha asla görüşmem dedim ama görüştüm, hemde defalarca. Kendim için mi yaptım bunu yoksa onun için mi bilmiyorum. hala anlamış değilim.

neyseki bu görüşmeler aralıklı olarak sürdü ve birden bire! bitti.bu aşk burada biter şarkısı söylemenin tam zamanıydı. ben de söyledim.

çok şey oldu hatırlamakta zorlanıyorum. çok fazla iş güç telaşına kapılmıştım. Bir sürü yeni insan yeni sorunlar derken uzun zaman geçmiş. İyi de olmuş aslında, zor zamanlar yine zamanla aşıldı.

unutmadan söyliyim tatile gittim ama bu sefer İtalya ya. Ufak bi kaçamak yapmıştım o zor zamanlarda ama bu tatil iyi geldi gerçekten.

Görüşmek dileğiyle diyorum, başkada bişey diyemiyorummmm

İşte İtalyaa





4 Haziran 2009 Perşembe

YAZICAM, YAZICAZ, YAZMAM LAZIMMM

kaç zamandır bunuda yazayım şunuda yazayım diyorum ama hep bi yoğunluk hep bi kalabalık.

bir kaç haftadır fazlasıyla yoğundum. olmadık işler oldu, yapılmayacak işler yapıldı. durulduk biraz şimdi ama kalanlar var.

İnsanlara değer verirken, ilgi gösterirken bir kez daha durup düşünmek gerekiyor sanırım. bazen ailemizden, sevgilimizden bile daha çok önem gösterdiğimiz arayıp sorduğumuz, endişelendiğimiz insanlar olur, ki bu insanlar bu ilgiden rahatsız değillerdir ve biz bu ilgiye ihtiyaçları olduğunu düşünürüz. Gel gör ki zaman bu insaların hayatını kalabalık kılmaya başladığında öteki oluruz. bu süreç normaldir aslında ama hissettiklerimiz, yani aslında karşılık beklediğimiz gerçeğiyle yüz yüze gelme anımız felaketimizi olur, ağlarız....

karışık kuruşuk bi yazı işte ama hissettiklerimiz bunlarrrrr napalım

21 Mayıs 2009 Perşembe

İlişki!!

yaşanan bir ilişkiden rahatsızım. ama benim ilişkim değil bu. benim olmayan bi ilişkiden nasıl rahatsız olabiliyorum. Üstelik bu ilişkiyi bildiğimi bile bilmiyor kimse. zaten 1-2 kişi dıında bu ilişkiden haberdar olan yok.

yanlış bi ilişki ve benim çok canımı sıkıyor.
Hayrola diyelim. Hayır olsun...

15 Mayıs 2009 Cuma

Adını unutmak...


Mehmet EROĞLU nun Adını Unutan Adam adlı romanını dün gece itibariyle bitirdim. bu 3. kitabı yazarın. Ve bugün 4. ye yani Yürek Sürgünü ne başladım. bu kadar çabuk ve aynı yazara ait kitapları ard arda okuyacağımı tahmin etmemiştim.

Tavsiye ederim.

14 Mayıs 2009 Perşembe

Neki bu şimdi...

heyecanlandım...
yaklaşık 4 ay sonra sesini duymak güzeldi, kısa da olsa...

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Ama ben seni çok özledim...




Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
Terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca

Apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım

Özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
Hiç özlemedim seni

Saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

Akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım

Toprak yarılır birden
su kirlenir

Ürpertir bu coğrafya
bu serüven
ikimizi bir anda
yaşadığımı duyarım

Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

AHMET TELLI